22 Kasım 2012 Perşembe

Bi Göt Donması Bi Burun Sümüğü.


Öncelikle şunu bi dinleyin gözünüzü seviyim;
-http://www.youtube.com/watch?v=locIxsfpgp4

Uzun zamandır yazmıyordum. Yazmaya üşeniyordum falan filan. Daha doğrusu yazacak pek bi şey bulamıyordum. Hala da bulmuş değilim bakmayın, beni burayan getiren bi kaç nedenden başka bi şey yok.
Şunu farkettim ki hayatta uçları yaşıyorum. Ya çok mutluyum, ya çok mutsuz. Arada geçirdiğim durumsa en nefret ettiğim. Her neyse şu sıralar kafam rahat, kalbim rahat. 
Onu bunu boşverinde gençler, KIŞ geldi bilmem anlatabiliyor muyum?
Beraberinde ise göt donması, burun sümüğü... gibi saçmaladıgım tabirleride getiriyor.
Daha dün gibi hatırlıyorum, -Mikail abi beahh şu havalara bı serinlik katsan, iki döktürüp çaktırsan, yanıyoruz :( diye haykırdığımı. Bunları söylerken çokta ciddi değildim aslında Mikail abeey :/. Biliyorsun işte biz insanoğlu nankörüz. Gel şunun bi orta yolunu bulup anlaşalım diyerek çarpılmadan konuyu kapatıyorum.
Dedik ki vintır is gaming, -ing -ing -ing demeye kalmadan bastırdı bokum sogukları ve bu soğukların bana hatırlattıgı en büyük şey VİZEleri. Geçen yılların aksine bu yıl vize haftasında pek bi rahatım kı sormayın. Hayır yani ne bokuma güvenipte bu göt salmışlığını yapıyorum anlamışta değilim. Millet harıl harıl ders çalışırken, ders çalışıp depresyona girerken, yarasa gibi geceleri çalışıp gündüzleri de rüyalarında formül ezberlerken, ben neyin kafasını yaşıyorum oloouum. Hayır desem ki başka işlerim var ya, vizelerede pek agırlık veremıyorum. Yok ulan yok. Vampir günlükleri senin, IMDB'de yüksek puanlanan filmler benim, youtube'dan açılan LANA DEL REY'ler de benim, efendime söyliyim bilemiyorum yani böyle bi yayılmışlık var ki üstümde sormayın gitsin. Hayır hayatı Bruno Mars'ın Lazy Song şarkısında ki maymun kılıklı herifler tadında yaşadığımı düşünüyorum artıık. - Hee bu arada Lana demişken kıskanmıyorsun değil mi Tuğçe'cim(!). Evet tabii ki kıskanıyorsun ama yapıcak bi şey yok hepsi benim yıahyıahyaah! :P-
Neyse velhasıl kelam psikolojisi bozuk vizezedelerim benim, ben de dedim ki boş durma bari hiç bi şey yapamıyorsun bari git çalışıyormuş gibi yap. Bakın bakalım olmuş mu?
Yoğun baskı üzerine;
Fotoğraflar için, Sait Kayra Tuğra İbrahim Köse'ye teşekkür ediyorum -_-

10 Eylül 2012 Pazartesi

Seni Sevme Hakkını Vermediler Ben de Siyah Hırkamı Sevdim :)

Yaz bitti, bitmek üzere ya da bitti bitecek. Aslında bitirmek zor geliyor. Bile bile bitirmek...
Neyse biz ne kışlar gördük ne yazlardan çıktığımız.. Vaay be ne konuştum. Arada geliyor böyle laflar. Twitter da fenomen olacak adamım valla. Duygusallıktan, ağır laflardan, ona buna imalar da bulunmaktan çıkıp kendimizi hemen Saba Tümer'in mağara ağzına atıyoruz.
Saba Tümer mi? Nerden çıktı lan Saba Tümer ne güzel depresif takılıyoduk şurda diyorsanız, çıkın lan hemen kış geliyooooooeeeuur!
Enerji depolayın!
Evet daha dün gibi aklımda sıcaak postumu yazdıgım gün geldi. Yazın sıcaklarından bıkıp dışarı çıkamadığımız günlerde Saba'nın mağara ağzına mahkum oldugum günü. Yine o günlere merhaba. Merhaba Saba! Merhaba ağız! Merhaba mağara! Merhaba. 
Yaz bitti, bitmek üzere ya da bitecek. Aslında bitirmek zor geliyor. Deyip başa sararmışım. Taam sakin olun lan. Ne zaman ki annem yaptığı ütüyü odasında yapmak yerine salona getirirse (sıkıntıdan), ne zaman ki Aşk-ı Memnu bittiğinde, ne zaman ki Doktorların muhteşem deli yaban gülü kızı Zenan'nın triplerinden kurtulduğumuzda, ne zaman Saba Tümer'in mağara ağzıyla seviştiğimizde, ne zaman ki Bugün Ne Giysem de ki fıstıkları izlemeye başladığımızda ve annem ne zaman ütüyü salona taşıdığında benim için yaz bitmiştir arkadaş. Bitmiştir nokta.
O değil de genşşler beni asıl üzen yazla biten enerji. Bitenler, yeni başlangıçlar. Alışmadık mı? Alıştık! Taam lan laf sokmak yok. O güzel şortlar bitti. Güzelim rengarenk t-shitler bitti. Ayaklarımız ameleliğinin dibine vururcasına toms yanıkları bitti. Ne mi geliyor? Ohh mis gibi soğuk geliyor. Yağmur geliyor. Okul açılıyor dolayısıyla arkadaş ortamı, yurt ortamı geliyor. Lahana gibi giyindiğimiz günler geliyor a dostlar. En güzeli de ne biliyor musunuz? O hiç çıkarmadığınız, orası burası yırtılan, rengi solmuş siyah hırkam geliyor. - İbo'yu duyar gibiyim. Yeter lan paran mı yok yenisi al artık, ben alıcam yeter lan yeter!- Yok abi bağımlıyım ona. Napıyım seni sevme hakkını vermediler ben de siyah hırkayı sevdim. Evet incir reçeli akıyorum lan. Dur anneme söyliyim de yapsın kahvaltıda süper olur. Biraz da yurda götürür İbo'yla yeriz. 
Mutlu olun çünkü çok sebebiniz var.
Benim de...
Kış geliyooooooorr! Hazırlanın.
Alın size sıfır shopsuz, en odaklamasız, en angut hallerim. 
Alın dinleyin: http://www.youtube.com/watch?v=5dSW4TjvKLE
Alın dinleyin2: http://www.youtube.com/watch?v=jY8Lxf4Uf-E




2 Eylül 2012 Pazar

Uzun Yol Şarkıları

Şu hayatta en çok zevk aldığım şeylerden biridir seyahatte, son ses kulaklıkla şarkı dinlemek.
O kulaklığı takıp sevdiğin bi şarkıyı son ses dinlemek kadar huzur veren bi durum daha varsa, buyrun burdayım söyleyin efendim :P
Tabii yolculuk esnasında sevdiğiniz arkadaşlarınızla birlikte söylediğiniz şarkıları bu kategoriye koymuyorum bile. Onun hazzı bambaşka.
Gel gelelim şu sıralar neler dinlemişim, dinlerim, keşfetmişim.
Bi vazgeçilmezlerim var bir de bokunu çıkarana kadar dinleyip sıkıldıktan sonra arada bir bana hatırladıkları güzel şeyleri olanlar var. Aslında var da var.
İşte listemin bir bölümü.

ZAKKUM
İlk çıktığı andan beri takip ettiğim Zakkum, ne kadar eski marjinallikleri olmasa da hala dinlediğim ve vazgeçemediğim yerli grupların başında gelir.
-Zakkum - Teslim Ol: http://www.youtube.com/watch?v=nRp3wLPyGh4
-Zakkum - Ağlat Benihttp://www.youtube.com/watch?v=XfUJS3gy3f4
-Zakkum - Kale Değilsin: http://www.youtube.com/watch?v=EjE9pssJZiQ
Grubun son yaptıkları albüm ne kadar biraz bakkal olsa da Türk ezgileriyle Rock'ı süper harmanladıklarını inkar edemem. Her türlü dinlerim, severim. Canlı performansı da ayrı bi güzel ve eğlenceliydi geçen sene.
Full albümü:http://www.ttnetmuzik.com.tr/#album-13-245807
KARMATE
Eğer yolculuk esnasında kulaklıgınızı takıp slow şarkının verdiği huzura ermek istiyorsanız işte size tek geçerim dediğim şarkı :) ve diğerleri...
-Karmate - Nayino: http://www.youtube.com/watch?v=8vZj_vCaS1g
-Karmate - Yağarsa Yağmur Yağmur: http://www.youtube.com/watch?v=EV7Q4UeuFi8
-Karmate - Sular Akar Doldurur: http://www.youtube.com/watch?v=BOwJQXxNlJ0
LANA DEL REY
Evvet işte yeni meleklerimden :P
Kadına aşık olmamak mümkün değil. Sesinde ki o umursamaz ve boğuk hava coolluktan coolluğa itiyor bacımızı :D Bir ben keşfettim sanıyordum. Seviniyordum bi de saf saf, meğerse millet eskitmiş bile fakoff! -,-
Neyse işte favorilerim.
-Lana Del Rey - Born to Die: http://www.youtube.com/watch?v=Bag1gUxuU0g
-Lana Del Rey - Children of the Bad Revolution: http://www.youtube.com/watch?v=YKnjnNyr3C8
-Lana Del Rey - Paris: http://www.youtube.com/watch?v=ciDL3cy6DxU
-Lana Del Rey - Summertime Sadness: http://www.youtube.com/watch?v=nVjsGKrE6E8 
Bunların arasında en büyük favorim Summertime Sadness. Söylerken en çok zevk aldığım ise PARİS. Sözlerine yetişmeye çalıştıkça içine çekiyor sizi şarkı. Böyle şeyler işte.
SARAH JAFFE
Hepinizin Eternal Sıunshine of the Spotless Mind -bir filmin adı neden bu kadar uzun hey Allam hiçte anlamam- kısacası Sil Baştan filminden hatırlıyacağınız üzre bayıldığım o şarkı ve bu kadına ait dinlediğim tek şarkı :)
-Sarah Jaffe - Clementine: http://www.youtube.com/watch?v=i3AtRBlRQ-I
AYNUR AYDIN
İşte Tükiye'mizin yetişteremediği o akıllı cool ablamız. Hatun taş bi kere. Tamam aman aman sesi yok ama dünya standartlarında müzik yapmak için yırtıyo kendini. Heh bi de şey var. Yabancı şarkı söyleyebiliyor ya hemen Eurovision'a gönderelim. Oldu annecim hemen. Kekoluk yapmasın, otursun oturduğu yerde sadece müzik yapsın. Neyse sinirlendim daha da bi şey demiyorum :P Albümü cidden çok iyi, 13 Türkçe şarkı aynı müziğe yapılmış 13 de İngilizce şarkıları var. Dinlenesi..
-Aynur Aydın - Yanı Başıma: http://www.youtube.com/watch?v=Zm-bbpqI7Q0
-Aynur Aydın - Yenildim Daima: http://www.youtube.com/watch?v=ji-87v5fsa8
Full albümü: http://www.ttnetmuzik.com.tr/#album-12_Cesit_La_La____12_Ways_To_La_La-260206
HURTS
Herif hakkında bi bilgim yok valla. Buyrun sevdiğim şarkısı ve tek bildiğim şarkısı :D
-Hurts - Wonderful Life: http://www.youtube.com/watch?v=1TB1x67Do5U
MADONNA
Abi kadına bi çamur atmayı bırakıcan bi. Adam inanmış başarmış. Annemle yengem bile anlatır. -Ay gençliğimizde ne dinlerdik bunu şimdi bi ona bak bi bize. 
-Sorma kız bi de Arkası Yarın diye bi tiyatro vardı radyo da dinliyicez diye kendimizi paralardık.
-Bilmem mi ayol. Efsaneydi. Ah şimdi herkesin her istediği elinin altında anacım.
Derkeeeen DAAAAT!! Bu muhabbet her zaman yaşanan şeyler bana kaçıncı baskı bilmem. Neyse işte MDNA'den seçmeler :D
-MDNA - Girl Gone Wild: http://www.youtube.com/watch?v=tYkwziTrv5o
-MDNA - Miles Away: http://www.youtube.com/watch?v=GhcSyLTTlQI
-MDNA - Celebration: http://www.youtube.com/watch?v=lWTDR6ztcnQ
JOAN OSBORNE
İşte benim hayatımın şarkısı. Bi arkadaşımın bana attığı ve ne durumda olursam olıyım, mutlu, mutsuz, heyecanlı, umutsuz her ne halde olursam olıyım dinlemekten vazgeçmediğim tek şarkı.
Buyrun..
-Joan Osborne - One of Us: http://www.youtube.com/watch?v=xZEO1Lug25s
MERCAN
İşte en sevdiğim slowlardan. Öyle böyle bi slow değil hani yüreğinize işler fazla dinlemeyin. Sözlere dikkat.
-Mercan - Derin Uykular: http://www.youtube.com/watch?v=vMlN2R67aJw
KATY PERRY
Veee işte kraliçem. Hiç bir açıklamaya gerek yok. Her türlü dinlerim. Milyonlarca sevdiğim şarkısı arasından işte enlerim..
-Katy Perry - The One That Got Away: http://www.youtube.com/watch?v=Ahha3Cqe_fk
-Katy Perry - Part of Me: http://www.youtube.com/watch?v=uuwfgXD8qV8
-Katy Perry - Teenage Dream: http://www.youtube.com/watch?v=98WtmW-lfeE
-Katy Perry - Hot'N Cold: http://www.youtube.com/watch?v=kTHNpusq654
TEOMAN
Adam cool. Müziği falan bırakamaz bu adam. BI-RA-KA-MAZ! 
-Teoman - Yıllar Sonra: http://www.youtube.com/watch?v=0TAGiuWSrtU
Bunlar sadece bi kaçı. Sevdiğim daha niceleri var. Belki seversiniz lan. Ne var sevseniz. Boşuna mı yazdım olm, saksı mıyım ben?! Sevin. Tamam bokunu çıkarmıyorum. Dinleyinde kulağınızın pası silinsin genşşler.
İyi dinlemeler (:
Konu şarkılar olunca, evde müzikle ilgili ne varsa kullandım :P İşte sonuç :)



Festival Bahane, Gezmek Şahane

Evvet !
Geç kalan bir gezi postuna merhaba demek üzeresiniz veee dediniz gitti.
Festival bahane, gezmek şahane dedik, dedik dedik ve bokunu çıkarana gezdik. Evime, kendi yatağıma, mutfağıma, klozetime hasret günler geçirdim ulan. Yok arkadaş yok, insanın evi gibisi yok. Home sweet home falan yani. Her neyse bu saçma özlem şeysini fazla uzatmadan asıl konuya gelelim zira özlediğimiz şeyler* oldukça fazla..
Yes, İTALYA !
-DipOlmayanNot: Farkettim de cümleye ya evet deyip başlıyorum ya da yes. Bu ne çifte vatandaşlıktır arkadaş. Bi avrupa gördük diye de böyle olunmaz :P Sanırım daha fazla kitap okumalıyım.-
Biliyorsunuz ki halk oyunları hayatımın merkezine oturmasa da oturmuş kadar etkili ki  yaklaşık 1 yıldır ordan oraya sürüklüyor beni. Bu durumdan şikayetçi değilim. Aksine iyi geliyor. 
Dilan diye bi arkadaşım var nam-ı değer Sosyaliçe, okuyorsa sevgileer :). Eee napalım demeyi kesin de bi okuyun beeaaah! İşte o'nun hayatının %80ini kaplıyordu seyahatler ve benim ağzım hep açık kalırdı. O yollara, saatlere, toplantılara vs. vs. nasıl dayanıyor diye. Gözünde büyürdü bi kere insanın. Bi yandan da imrenirdim, sürekli meşgul ve sürekli geziyor daha ne diye.. Derken taş benim başıma düştü, düşüş o düşüş...
Bir yıl boyunca festival dedik, yurt dışı hatta İtalya dedik ve oldu. Gitmeden 20 gün önce herkes Afyon'da provalar için toplandı. Yeni sahnelemeler, yeni oyunlar, yeni kıyafetler... ve gitme zamanı geldiğinde herkes için tek bir kelime; 'HEYECAN'.
Otobüs gelir Ankara'dan ve biz hemen yerleşir yola çıkarız :)
İlk durağımız Bursa'ydı. Ek ekip olarak Kılıçkalkan ekibi dahil oldu oradan bize. Sonra Yalova'dan feribotla İstanbul. Sonra yardır Kapıkule Sınır Kapısı'ndan Bulgaristan. Tanrım yol seyrederken benden huzurlusu ve mutlusu yok, hele de yanınızda sevdiğiniz arkadaşlarınız ve kulağınızda çok sevdiğiniz uzun yol şarkıları. Allaaaah değmeyin keyfime ulan. Neyse gelelim Bulgaristan'a. Bi bok yok olum Bulgaristan'da. Yalnız dikkatimi çeken şey, sınırı geçtikten sonra sıkça gördüğüm ' kaşar peynir' tabelaları. Yol boyunca her yer de görmek mümkün. Bütün Bulgar yolu uyuyarak ve tabii ki gırgır, geyik, muhabbetle geçtikten sonra ilk gezi durağımız Sırbistan'a geldik. Akşamdı fakat Tuna Nehrini gündüz görmek istemezdim. Böyle bi görsel şölen yok. Başkent Belgrad'ı bir güzel gezdikten sonraaa hoppalaaaa(!), kaybolduk olum. Otobüsün olması gerektiği yerde değiliz ya da böyle bi şey bilemiyorum. Meğerse biz yanlış yerdeymişiz no panik :P O değil de hacı, Sırp kızları bi müthiş beeeah. O boy, o pos, o endam. Aman Allah'ım. Hatta bi kız arkadaşımız - ismi lazım değil lakabı kekö- :P dediği şu; Ulan ben kızsam bunlar ne?! Durumu siz düşünün artık.
Abazalıktan kurtulup otobüsümüzü de bulduktan sonra yardır Hırvatistan-Slovenya veeee İTALYA. 
Dolu dolu geçen zamandan sonra kalıcağımız yere geldik. Cori. Roma'ya bağlı şirin bir yer. Otobüsten iner inmez görevlilerin bize gösterdiği 'sıcak' ilgi ve alakadan sonra odalarımıza çekilip yerleştik. Ertesi gün festival başlıyıcaktı ve dinlenmemiz gerekiyordu.
Evet bunlar olması gerekenlerdi lakin olmadı. Hemen üstümüzü değiştirip ortam gezmesi için attık kendimizi sokağa. Buları atlıyorum tamam sıkılmayın hemen -_-
Gençler, İtalya tabii ki bi harika ama gittiğim de dediğim şey; -anam, anam canım anam, elleri tarhana kokan anam.
Lan aç kaldık bee. Bi de İtalyan Mutfagı dersin bi havan olur de mi? Yok, nerdee varsa yoksa makarna. Adamların iyi ki bi makarnaları meşhur. Sıçana kadar makarna yedik. Şşş o değil de parmesan peynirlerinden yediğim kadar yedim. Eee bırakın da onu da yapıyım. Neyse biricik Türkiye'me kurban olurum daha da bi şey demiyorum.
Yemekten başka bahsedeceğim şey; yapılar. Tek bir yeni yapı göremezsiniz. Her yer tarih, her yer eski. Trafik lambalarından tutun, mazgallara kadar her şey. 
Kaldığımız on gün boyunca denemediğim tatlar, yaşamadığım hazlar, görmediğim yerler, bilmediğim kültürler... hepsini yaptım. 
En güzeli de edindiğim arkadaşlıklar. 
Errorerrorerrorerror!
Duygusallıktan çıkıp dönüş yoluna varıyoruz.
İtalya'yı baştan ayağı gezdik. Floransa, Pisa, Venedik, Roma.. En çok sevdiğim yer tabii ki tartışmasız Roma. Yaşanır orda.
Buralardan ayrılırken dönüşte, Hırvatistan Dubrovnik'i gezdik. Bizim küçük Bodrum. Denizi bi muhteşem, pırıl pırıl ve sıfır tuz. Sonrasında Makedonya Ohrid. Ohrid'i pek sevmedim. Küçük bi sahil kasabası. Akçay'a gidenler bilir, aynı ondan ama Makedonya'yı anlamlı kılan benim için Atatürk'ün okudugu okula gitmekti. Yurt dışındayken özlediğim şeylerin en başında paramızın üstünde görmeye alıştığım onun resmiymiş, oraya gittiğimde farkettim.. 
Ata'yı da orada andıktan sonra ver elini Yunanistan. Kavala'yı gezecektik lakin evi yeterince özlemiştik ve yağan yagmurdan dolayı hiç birimiz istemedi ve direk İpsala'dan giriş yaptık. Gelibolu-Balıkesir-Bursa derken son durak Afyon'da herkes indi. Tabii bendeniz Evliya Çelebi yine yolların efendisi ben bi kez daha otobüsle Ankara'ya geldim veee. Ne vee..si işte geldik yatıyom. Ohh iyi de yapıyorum. Gitmeden biraz evimin, ailemin, yatağımın tadını cıkarayım..

Boş durmayın gezin, gezin, gezin.. ! (: