31 Mayıs 2012 Perşembe

Üstü Çizilesi..

     Uzun zaman sonra yeniden geldim.. Geldim, beni buraya getiren nedenlerimi  de bulup geldim. Boş degilim hani :)
Kuşlar bile bana poz veriyor..
Kuşlar bile bana poz verirken ben neden vermeyeyim ki :P
     Bunların basında sanırım sinirlerimin bozuk olması geliyor. Kararsızlıklar, bi depresiflikler, bi kendini bilmezlikler, bi haller, bi edalar, tripler ler/lar/lur/lor .. vs. vs. 

     Bu daha ikinci post'um. İlk postumun ardından buraya birazdan sıralayacagım konularla gelmeyi planlamıyordum aslında. En mutlu, en polyanna, en umursamaz, en narsist halimle geleceğim demistim kendime.. Gelemediiiiiim, gelemediiiiimmm, geleegggmedimdimdim yaar diye coverı da basarım imparator babamızdan. Getirtmediler a dostlar getirtmediler. 
     
     *İlk postumdan sonra güzel tepkiler aldım, genelde beğenildi. Zaman ayırıp okuyanlara tesekkürü bir borç biliyorum efendim.
     -Bu faslıda geçtikten sonra gel gelelim "Garfield'la olan iliskime" :)

     Saçma-sapan bi şekilde baslayan ve öyle devam eden ilişkim haftalar öncesinde son buldu sayın magazin severler. Hatta Garfield bildiğiniz kasar! çıktı ulan. Basta bu ayrılık beni biraz düsündürse de dogru olanın bu olduguna karar verdim ve bitirdim. İyi yapmışım dimii?! Neyse Garfield'ıdı da sutladıgımıza göre önümüzde ki asklara bakıcaz artık. Sevmiyicez, sevilicez. Baglanmak yooek!
     Geçen süre içinde bi ara hepimiz - hepimizden kastım *Patrickstar, *İffetor, *Prenses( ona, sana lakap taktım mı ben dedigimde bunu söylemisti ben de öyle ilan ediyorum:) ) ve bendeniz - zor günler geçiriyorduk. Aslında bizi zorlayan bisey yoktu sadece kafamızı dagıtmamız lazımdı. Biz de öyle yaptık. Herkes gitmek istedigi yere gitti. Ben de tabii ki Ankara'ya. Hem bu sefer gidisimin bi amacı da vardı. Babam gelmisti ve uzun zamandır görmemistim bu bahaneyle iyi oldu. Süper gazladık kendimizi. Mutsuz olucak bi durum yoktu ve geldigimizde derslere vericektik kendimizi. Öyle de oldu. Taa ki...
     Geçen 2 hafta, sanırım hayatımda geçirdigim en yogun haftalardan biriydi. Neden mi?! Hemen başlıyorum :P
     - Mis gibi "okul-yurt-sodexo" üçlemesinde devam ederken hayatıma, pat! "gösteri zamanı, senlik zamanı, final zamanı" üçlemesine alçak inis yaptım. Evet doğrudur, bu yıl halkoyunları bana çok sey kattı. En basta da buraya baglanma sebebim oldu. Ee ama bre gözünü sevdigim gel de tüm sınavlarımın içine et demedim ki sana! İzmir de gösteri, ardından aynı günün gecesi Afyon'da ortak gösteri, iki gün sonra " ŞuÇılgınTürkler " derken ben oldum pert. Senliğe gelen Hande Yener de bile uyudum -desem de inanmayın, kendimi her türlü yırttım-. Yes, buraya kadar tamaaaaam.

     - Final haftasındayız. Sınavlarım BOK gibi geçiyor. Geçmekle kalmıyor, geçiriyorda. Semsiye az gelir oldu. Tövbee, neyse ben daha fazla kudurmadan, Tayyip  de beni yasaklamadan konuşmalarıma dikkat etmeliyim -,- 
     Bunlar yetmezmis gibi bir de insanlarla olan zorlu mücadelem hızla devam ediyor. Üstüne üstelik Mercan ablamız ' Derin Uykulara' klip çekmis ki unutmustum bu güzel slowu. Dinleyip dinleyip tripler denizinde yüzüyorum. 
* Dinlemek&İzlemek isteyenler içinhttp://www.youtube.com/watch?v=vMlN2R67aJw 
     Eski saf dostluklarımı özlüyorum. Gülmekten baska bir sey yapmadıgım. Agladıgımda peçete yerine omuz uzatan dostlarımı.. Hepsini/her seyi. Güvene oldugu kadar dostluklara da olan inancım hızla azalıyor. Herkesin herkesten baska bir seyler beklemesi, beklentisi dışında olan bir seye tahammül edememesi... Üstelik sırf beklentisini karsılamıyorsun diye bir de seni suçlu ilan etmesi.. I-ıh benim istedigim dostluklar böyle değil. Bi güler yüzü çok gören insanlara dost denmez. Neyse çevremde bunlar yasanırken ben bu konulara oldukça uzagım. Herkes kendi kararını verirken umarım sonucunda kimse pisman olmaz.. Bunları yazdıran hep Mercan valla ben yazmıyorum :(. Yeter dinlemiyorum artık ve size bi cover daha yapıyorum;


* Yalan dostum "dost" diye bir sey yok!  Nasıl bir ironidir değil mi ?! : http://fizy.com/#s/1hxcs6 Buyrun cover'ın devamını siz getirin. Ohh havam yerine geldi lan!.
   
     - Eveeeeet! Okul bitti bitecek. Bu yaz muhtesem planlarım var. O sosyal paylasım sitesi senin bu sosyal paylasım sitesi benim derkeeen hepsiyle süper bir birliktelige girdik ama hepsine siktiri basıcam. Eyvah Tayyip. Haa bir de Haziran ayına girecegimiz su günler de ben hala hırkalarımla sevisiyorum :/ Yaza gelecek olursak; yazın %80ini Afyon da geçirecek olmam beni üzmüyor aksine Afyon beni İtalya'ya, Belçika'ya, Yunanistan'a vee sürekli gösterilerimizin olacagı Antalya'ya götürecek. Havamıda atarım hıh. Bos durmak yok, çalıs çalıs çalıs.. 
     -Vallahi yazdıkça kendime geldim hee! Elveda Mercan. Merhaba Kurban. Uyumlu da oldu bak :P
     Su sıralar canımı sıkan habire dökülen saçlarım ve yanlıs eslestirdigim siyah çoraplarımdan da bıkmıs durumdayım. Her türlü saç maskenize açıgım kızlaaaar. Saçlar önemli biliyorsunuz.
      Size elveda ederken diyoruz ki: ..bazeninsanlarçok..Tayyip. Üstü çizilesi.

Hayalimdi! Gerçek oldu. Şenliğimize bana geldi bebeğim ^.^

Sıkıntıdan sıkıntıdaaaaan!
!!
ADA HALK DANSLARI TOPLULUĞU.
İşte bu da Afyon'da yaptığımız en anlamlı şeylerden birisi. Çocukları sevin.





     

4 Mayıs 2012 Cuma

Kavram Karmaşası

       
  Günler önce açtığım blogumun ilk postunu yayınlamak üzereyim sonunda.

  Aslında aylardır içimde dolanıp duran bi 'dünya' var paylaşmak istediğim. Ama ne gıcıktır ki hiç birini kelimelere döküp yazamadım şuraya. Her neyse kısacası merhaba.
  
  Depresif günlere giriş yapmış bulunmaktayım ve bu da beni asosyalliğe dolayısıyla buraya itti sanırım. Her neyse, bi garip günler geçiriyorum. Bir gün mutluysam bir gün mutsuzum. Pardon ne günü bildigin dakikalar içinde değişiklik gösteren bir ruha sahibim. Hayır o kadar ilerlettim ki durumu; youtube'dan açtığım şarkının bitmesine bile üzülür oldum. An geliyor Katy Perry - T.G.İ.F ile sırıtırken, an geliyor Ahmet Kaya - Kum Gibi  dinleyip tribin doruklarında süzülebiliyorum. İlginç değil mi? Hatta tam bir " Kavram Karmaşası ".

  Yeni hedeflerle, amaçlarla, başlangıçlarla geldiğim şu lanet şehre, şimdi nedenini sorguladıgım bu halime bir çözüm aramaktayım. Hani n'oldu hedefler, amaçlar, başlangıçlar?! Koca bir patlamış balon. Yani fıııss. İnsanları bu kadar önemsememizi bize kim öğretti? Kim dedi bize herkese güven diye? Kim söyledi her yüze gülene inan diye? Tanrı mı? Bilemiyorum, belki de.. Tanrı üzülmemizi mi istiyor bu sebeplerle? Bu soruların cevabını verebilenler buyursun gelsinler bi de bana açıklasınlar.
  Kafamda bunlar gibi milyonlarca soru dolanırken dışarıda yagmur başladı bile.. vee ruh halimden kaynaklı olsa gerek, yagmurun yagmasından haz alıyorum su an. Kulaklıgımda son ses çalan The One That Got Away ile birlikte süper gidiyor. Deneyin derim. Tabii oda arkadaşınızın yemek yerken ki ağız şapırdatmasını bastırmak içinde kullanılabilecek iyi bir yöntem -.-
  Ne demiştik? Asosyal olduk. Kendimizi artık derslere, kitaplara, şarkılara verdik. Bi o kadar da aşka, güvene, inanca kapadık kendimizi. Biraz bencil olmanın - ki ne kadar becerebilirim bilemiyorum- kimseye bi sakıncası olmaz. Şöyle de bir gerçek var ki; insanlar bencil, bencil insanlar gereksiz" . Bunu unutmayın derim!


Fenerin yenilmesinede ayrı bi üzülerek, sarı-lacivert geziyorum ortalıkta :(


Evet, siz siz olun herkese hemen güvenmeyin e mi?! Sonra bırakın elalemi, kendinize zaman ayırın. Girin yatagınıza kitap okuyun.
 - Şu sıralar sürekli haşır-neşir oldugum ve tek aşkım olan garfield nevresimli yatagımla güzel zaman geçiyorum. Elime de aldım GameofThrones'u. Öneririm güzel kitap, dizisinede başlıyıcam yakın zamanda. Şimdilik benden bu kadar..
* Bir daha ki postta Garfield'dan ayrılmak dileğiyle :)
..bazeninsanlarçok..bencil